Araştırmacı/Meraklı/Kaşif Çocuk
- Psk. Vedat Demiral
- 4 Ağu 2018
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 Oca 2019

"Anne-Baba bu nedir?" "Anne-Baba ........ ne demek?" "Anne-Baba ....... nasıl olur?"
Çocukların sorduğu bu tip sorular bazen anne babaları bezdirse de bir yetişkin için vazgeçilmiş bir heyecanı barındırır içinde: Merak, keşfetme arzusu!
Bir an için küçük bir çocuk olun: Anneniz elinizden tutmuş ve sizi bir kahve dükkanına götürüyor. İçeride sıra bekleyen koca koca insanlar. Farklı, renkli kıyafetler giyinmişler. Kimi, elinde tuttuğu küçük bir şeyde baş parmaklarını hızlıca o küçük şeye vuruyor, kimisi o küçük şeyi kulağına koymuş. Kimisi masada oturmuş kare bir ekranda on parmağıyla birşeyler yapıyor. Tezgahın arkasında duran bir cihazdan koyu bir su akıyor. Bardağın üzerine kalemle birşeyler yazılıyor. Makineden bulut gibi birşeyler yukarı doğru çıkıyor. İnsanlar anlamadığınız kelimelerle satıcıya birşeyler söylüyor. Tüm bunlar da ne oluyor? Dünyadaki herşey size ne kadar yabancı, ne kadar da muhteşem görünür. Bu görkemli dünyayı keşfetmek heyecanlı olmalı.
Yetişkinlikte bu merak yerini zamanla alışılmışlığa bırakır. Hayat bir yetişkin için zaten keşfedilmiştir ve bu alışılmışlıkla Meraklı Çocuk bir yerde sessizce oturur. Biraz küskün ve sıkılmıştır. Eğlenceden yoksun bırakılıyordur. Bunu kim mi yapıyor? Tabiki sen!
Sahip olduğun Ebeveyn "Fazla merak iyi değildir" diyip Meraklı Çocuğunu susturmayı iyi beceriyor. "Eğer bir çocuk gibi davranırsan aptal konumuna düşeceksin" diyerek gözünü korkutuyor. Sanki her zaman çocuk olarak kalacakmışsın gibi Çocuk olmanın ne kadar da küçük düşürücü olduğunu hatırlatıyor. İşte, sahip olduğun bu kaşif çocuk ellerinde ölüp gidiyor ve ortaya heyecandandan, oyundan, eğlenceden, meraktan yoksun bir katı ebeveyn hakim oluyor. Seni sürekli çalışmak zorunda olduğuna, katı olmazsan güçsüz olacağına inandırıyor. Yaşam da bu Ebeveyn'in ölçüsünde katlanılmaz oluyor.
........................
Küçük prens kitabında bir bölüm hatırlıyorum. Şöyle birşeydi sanırım: Bu büyükler herşeyi bildiklerini zannediyorlar ve bu yüzden de meraktan yoksunlar...
Bir başka bölümde Tilki küçük prense baktı ve "beni evcilleştir" dedi.
Küçük prens "bunu çok isterdim ama vaktim çok az. Daha dostlar edinmem ve bilmediğim bir sürü şeyi öğrenmem lazım"
"Yalnızca evcilleştirdiklerin hakkında yeni şeyler öğrenirsin" dedi Tilki. "Artık insanların yenilikleri tanımaya vakitleri yok. Artık hazır şeyler alıyorlar satıcılardan. Ama dost satan bir satıcı olmadığına göre, insanların da artık dostları yok tabii. Bir dost istiyorsan evcilleştir beni!"
.........................
Ne kadar da güzel anlatmış! :)
Sağlıcakla kalın.
Psk. Vedat Demiral
Yorumlar